Yarım asırlık sevdasının peşinde Anadolu’yu karış karış gezen Ağıtçı Kadın’ın hikayesi
Geçtiğimiz günlerde kusursuz bir roman okudum. Elime alır almaz beni çabucak içine çeken bir kitap… Şiirsel lisanı, kullanılan argümanlar ve yerinde yapılan saptamalar ve göndermelerle çok sevdiğim bir kitaptan bahsetmek isiyorum sizlere…
Evet…
Kemal Varol’un Ucunda Ölüm Var romanından söz ediyorum. Varol’un yazdığı üçlemesinin son kitabı olan Ucunda Vefat Var, müellifin usta kaleminin yeni bir eseri. Daha evvel Aşıklar Bayramı, Babamın Bağlaması romanlarını okurlara sunan Kemal Varol, bu üçlemeyi, Ucunda Mevt Var romanıyla tamamlıyor.
Aşıklar Bayramı romanının sinemaya uyarlandığını da yeri gelmişken belirtelim. Varol’un Everest Yayınları’ından geçtiğimiz aylarda yayınlanan romanı Ucunda Vefat Var’ı büyük bir keyifle okudum. Ağıtçı Kadın’ı diyar diyar gezdiren hikayeyi okumanızı salık veririm.
Ağıtçı Bayan’ın hikayesi
Ucunda Vefat Var; memleketin dört bir yanını dolaşan, hevesini gönlünden bir an olsun eksik etmeyen, yarım asırlık sevdasının peşinde dünyadan çağırı çağırı geçen Ağıtçı Kadın’ın kıssası.
Kemal Varol, ayrılığın ve mevtin bilgisiyle ilmek ilmek kurduğu romanda, bir geleneğin son temsilciyle düşüyor yollara. Konya, Bursa, İstanbul, Erzurum, Arkanya ve Arguvan…
Yazar Kemal Varol
Boğazdaki o yumru…
Ucunda Vefat Var… Şayet küçük yaşta tanıştıysanız mevtle, sevdiklerinizi kaybetmenin acısını tattıysanız bir sefer daha birinci sayfadan itibaren boğazınızdaki bir yumruyla okumaya başlıyorsunuz kitabı.
Ucunda Vefat Var, yarım asır süren bir aşk öyküsü. Yalpalayan, kentten şehire gezinen, derman arayan, sayıklayan, hatırlayan, düş çağıran ince bir ah! Kemal Varol, maharetle memleketi anlatıyor, güneşin içinde doğup battığı bir roman anlatıyor. Masalsı, gürül gürül, ölmeye yatan.
220 sayfadan oluşan bu romanı çok seveceksiniz. Yarım asırlık sevdasının peşinde giden Ağıtçı Kadın’ın tek derdi, onu gaipten çağıran Heves Ali’yi bulmak… Lakin Ağıtçı Kadın’ın Anadolu’yu bir bir dolaşması ve Heves Ali’yi bulmak çabaları sonuçsuz kalsa da, Ağıtçı Kadın’ın sevgisi ve ismi elbette akıllarda iz bırakacak.
Sayfa: 222
“Ölüyorum, sahiden ölüyorum”
“Ölüyorum. Bu defa gerçekten ölüyorum. Gelecek misin yasıma? Boz Atlı Hızır üzere son nefesime yetişecek misin? Ucunda vefat var Heves Ali’m, ucunda elbette ölüm var. Gelmeyeceksen, elini son kez omzuma koymayacak, alnımı öpüp yolculamayacaksan, bağışlanma dilemeyeceksen; adını aldığın Ali hakkına söyle bari: Sahiden sevdin mi beni? Kederli sözlerin, kurumuş gözlerin, tozlu yolların, saklanan mendillerin, içli kıpırdanmaların misafiri, cenazelerin duacısı, hikâyelerin sırdaşı… Dünya ölümlü, gün akşamlı… Son Ağıtçı, Heves Ali’yi arıyor. Meskenlerde, sokaklarda, dere uzunluklarında, raylarda, uzayıp giden bozkırda… Heveeeessss diyerek susuyor. Bana öykünü anlat, ağıdını yakacağım.”
Ergül Tosun
İletişim için: